Üçyıldız Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti- Hasan Bektaş
GERİ
 


            HASAN BEKTAŞ
 

(İzinsiz yayınlanamaz)
Üç ortaklı adi bir şirketten bugün devasa bir şirket haline dönen Üçyıldız
Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti’nin en büyük avantajı müşteri memnuniyeti
 
 
TRABZON-  Üçyıldız Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti’nin temelleri 1985-1988 yılları arasında Trabzon’da üç ortağın bir araya gelerek elektrikli su ısıtıcısı imal etmeleriyle atıldı. Daha sonra ortakların ikisi farklı işlere yönelince o dönem adı ‘Üçyıldız Ticaret’ olan şirket Hasan Bektaş’a devredildi. Bugünkü Üçyıldız Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Bektaş, devlet memurluğundan başlayıp bugün 10 trilyonluk yatırımlara kadar varan başarı öyküsü’nü anlattı.
 
Öncelikle Hasan Bektaş’ı tanıyalım, iş hayatının temelleri atılmadan hangi işi yapıyordunuz?
 
‘Türkiye'de meslek seçimi sizin elinizde değil, şansa puanınız nereye isabet ediyorsa orayı okuyorsunuz’ bu tezi her zaman savunan birisi olarak, 1969 yılında Ankara Üniversitesi’ne ön kayıt yaptırdım. O dönemler sistem çok farklıydı ve size gelecek puanlamaları beklemek zorundaydınız. Ben de bir müddet Ankara’da bekledim. Ancak sıra gelmeyince Trabzon’a döndüm. Yinede Trabzon’dan takip etmeye çalışıyordum. Bu çok zor oluyordu, çünkü telefon olayı çok zor şartlar altında gerçekleşiyordu, bir telefonu yazdırdıktan sonra günlerce beklemek zorunda kalıyorduk. Öyle zamanlar oluyordu ki, telefonları yazdırdıktan sonra nöbet tutuyorduk adeta. O yıl kayıt hakkımı kaybettim ve ertesi yıl Alman Dili ve Edebiyatı bölümüne yazılmıştım. Niyetim orayı okumaktı, zira ortaokul ve lise yıllarında Almancam çok iyiydi. Bu kez işi şansa bırakmamak için Ankara’ya gittim ve orada arkadaşlar edindim. O dönem biraz daha yüksek puan almıştım. Ankara’da tanıştığım Trabzonlu arkadaşlarla Erzurum’un Trabzon’a olan coğrafi yakınlığından ötürü oraya gitme kararı aldık. Üç arkadaş Erzurum’a gittik, puanım da buraya yetiyordu ve ön kayıt yaptık. Alman Dili ve Edebiyatı öğrencisiydim artık. 4 yıl sonra mezun olduktan sonra Almanya’da burs kazandım ve 4 ay orada okudum. Öğretmenlik cazip bir meslekti benim için ve o dönemler rahatlıkla girilebiliyordu. Ve 1974 yılında ilk görev yerim olan Rize’de Almanca öğretmenliği’ ne başladım. 1,5 yılı Rize’de olmak üzere toplam 10 yıl öğretmenlikte kaldım. Ancak kendi görüşüme göre şunu öğrendim; bilenle bilmeyenin aynı olduğu bir sistemdi burası. Ne kadar bilirseniz bilin, size verilen ek ders ve şartlar bilmeyene de veriliyordu ve bu beni yormuştu. Akçaabat’ta görev yaptığım sıralarda bir gün dahi kahvehanede vakit geçirmedim. Bir muhasebeci arkadaşın yanında tercümanlık bürosu açtım. Hem noterin hem de mahkemelerin bütün yazışmalarını yaptım burada. Salı günleri Akçaabat’ın pazarının kurulduğu gün olduğu için epey yoğun olur. O günlerde derslerimden kalan zamanlarda boş vakitlerimi manifaturacı bir arkadaşın dükkanında satış yaparak geçiriyordum. Bunu da kesinlikle beş kuruş dahi almadan yapıyordum. Çünkü amacım burada tamamen ticareti öğrenmek ve arkadaşıma yardımcı olmaktı. Bu arada oturduğum evin alt kadındaki lokantanın da defterlerini tutuyordum, buradan da hiçbir ücret almıyordum. Yıllarca muhasebecilik yapmıştım ve bu da benim için bir tecrübe olmuştu. Başlarda öğretmenlik her ne kadar cazip gelse de devlet memurluğuna bir türlü ısınamamıştım. Öğretmenliği çok sevmiştim ama başarılı insanların ödüllendirilmemesi beni farklı arayışlara itmiş ve sürekli içimde yeni şeyler öğrenme arzusunun süregelmesine sebep oluyordu. Bütün bu olanların yanında hiçbir zaman menfaat peşinde koşmamıştım.
 
Peki tercümanlık bürosu açtım dediniz, burada neler yapıyordunuz, amacınız neydi burayı açmakla?
 
ARKADAŞ ÇEVREM DEĞİŞMİŞTİ
Türkiye’de yaşayıp Almanya ile bağlantısı olan insanların sorunlarının çözümlenmesine yardımcı oluyordum. Trabzonlu olup Almanya’da gurbetçisi olmayan aile pek azdı o dönemler. Özellikle Akçaabat’ta bu sayı çoktur. Zaman oluyordu gece saat 2-3’lere kadar çalıştığım oluyordu. Bu arada yeni çevreler de ediniyordum. Arkadaşlarım artık öğretmenler değil tüccarlardan oluşmaya başladı Bakkal Baki beyle, Lokantacıyla arkadaş oluyordum.  Abdullah Mısır'ın muhasebe dükkanında dostluklarım gelişti. Ve bu süreçte ticareti öğrenmeye çalıştım hep.
 
Bu arayışlar ne kadar sürdü, ticaret hayatınıza ne zaman başladınız?
 
ÖZGÜVENİMİ KAZANDIM
Arayışlar devam ederken on yıl sonra Mercedes firması (Otomarsan) Türkiye temsilcisi Trabzon'da bölge temsilciliği arıyordu. Bölge temsilciliğinin dekorasyonunu o dönem Nurettin Erol diye bir arkadaşımız yapıyordu. Bana Almanca dilimin iyi olması sebebiyle müracaat etmemi söyledi. Bir akşam düşündük ve eşimle karar verdik. Düşünün bir gecede karar veriyorsunuz ve bütün sosyal haklarınızı kaybediyorsunuz, kolay bir iş değildi ve karar verip öğretmelikten istifa ettim. Hemen akabinde de Mercedes Benz'e geçiş yaptık. Beş yıla yakın bölge Temsilciliğinde görev yaptım. Böyle bir kurumsal firmadan çok şey öğrendim çok iyi eğitimler aldım. Türkiye'deki kurumsal eğitici firmalardan eğitimler aldık, satışı öğrendim. Öğretmenken belediye başkanlarının yanına giderken ellerimiz ayaklarımız titrerken artık en büyük ilin belediye başkanlarının yanına rahatlıkla girebiliyorduk. Mercedes firmasında müthiş bir özgüven sağladım.
O dönem Mercedes’in 17 ilde ana bayileri vardı, Trabzon'da ise Hassoy ve Erzurum, Sivas, Samsun, olmak üzere dört ana bayi vardı. Bunlara bağlı iller ve belediyeler vardı. Bayilerle koordinasyon ve satışı geliştirmek için çalışırken bunun dışında da bütün belediye ve şehrin etkin Mercedes alabilecek kişilerini ziyaretlerde bulunuyorduk. Bu ziyaretlerimiz bize büyük bir ivme kazandırdı. Hatta şöyle bir anımız da vardır; müşterilerimizin yanına  12' ye çeyrek kala giderdik  ki öğle yemeğini bedavaya getirelim. İnsanları tanıdık. 5 yıla yakın zamanımız orada geçti. Bölge müdürlükleri alınan tasarruf tedbirleri nedeniyle kapatılınca bizde Trabzon'da kalmayı tercih ettik. Diğer arkadaşlarımız fabrikaya gittiler. O dönemde Nurettin Eroğlu isimli arkadaşımız Ankara'dan takoğraf bayiliğini alarak geldi. Eroğlu inşaatçı olduğu için bu işleri bilen birisi değildi. Arkadaşlarımızın destekleriyle Hasan bu işten iyi anlar dediler. Ve Eroğlu'nun takoğraf işine başlamış olduk. Mercedes’te iken çevremiz bu konuda gelişmişti, hiç bilmediğimiz bir işe girmiş olduk. 3-4 yıl sonrasında Gentaş Verzalit’in bayiliğini alarak Ağrı, Kars, Erzurum, Sıvas diyerek yollara koyulduk ve pek çok iş yaptık. Özal devrinin müthiş yatırımlarından biz de nasibimizi aldık diyebilirim. Ağrı’nın Iğdır’ın dağlarından Kars’a gece-gündüz devam ettik ve yol böyle gitti. Verzalitle imalatı öğrenmiş olduk. İmalatımız o dönemden bugünlere az yada çok eksilmeden devam etti ve devam ediyor.
 
Verzalit işini biraz açar mısınız, neler yapıyorsunuz, nerelere hizmet götürüyorsunuz?
 
Bölgenin en iyi fen labaratuvarını yapan firmayız. Okullara bu bölgede tek firmayız. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden (KTÜ) alın pek çok okul (Gümüşhaneden diğer illere kadar) fizik, kimya labaratuvarları imal ediyoruz. Yerleri kırıyoruz boruları döşüyoruz, gaz borularını döşüyoruz. Stadyumların kapalı spor salonlarının oturma gruplarının monte işlerini yapıyoruz. Okulların konferans salonlarını yapıyoruz. Rize, Ordu, Giresun, Bayburt, Gümüşhane, Erzurum, Ağrı, Kars, Van dahil her tarafa koşturuyoruz. Bunun için bir planlama ekibimizi ve mühendisimiz var. Üçyıldız ailesi olarak 41 kişiyiz.
 
Başarı öykünüzden bahsederken bu başarının sağlanmasında en etkili olan sebepleri nasıl sıralarsınız?
 
Başarı öykümüzden bahsedilmesi gerekirse, ben yüzde 49 başarılı olmuşsam, yüzde 51 eşim başarıda etkendir. Eşim ev hanımıydı ancak kendini sürekli yenileyen ve yetiştirmeye çalışan bir yapısı var. 55 yaşında ehliyet aldı, şimdi şehirlerarası araç kullanıyor. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözü kelimenin tam anlamıyla bizim için söylenmiştir diyebilirim. Aslında bu başarıda eşim benim arkamda değil her zaman önümde olmuştur. Çünkü o evde oturup akşam eşini bekleyen bir eş olmamıştır. Her akşam oturup evde işle alakalı konuları değerlendirdiğimizden, ertesi günü beni arayıp, “Şu iş vardı ne oldu, şunları yaptınız mı, bu iş oldu mu’ diye soruyor ve takip ediyordu. Tam bir iş takip insanıdır. Değirmendere’de açtığımız ilk mağazamıza eşimle her gün birlikte gidip geliyorduk. Dışarıda benim işlerim olduğu zaman mağazada eşim duruyordu. Daha sonraları yetişen bir kızım ve oğlum da bu başarı öyküsünün içine alınlarının teriyle girmeyi başarmışlardır. Çünkü onları çok iyi şartlarda değil hep zor şartlarda yetiştirmeye çalıştım. Üniversite yıllarında gündüz çalışıp hayatı öğrenmeleri için gece okulunda okuttum. Çoğu insanın yaptığı gibi onlara çok para değil, birer simit parası vererek okula gönderdim ve iş hayatına alıştırdım. Bu sebeple biz şu anda çok iyi tam bir aile şirketiyiz. Eşim, oğlum, kızım, damadım hep buradayız. 5 yaşında bir torunum var, onu da şimdiden işin içine sokmaya çalışıyoruz. Şimdilik onu ofis boy olarak kullanıyoruz (gülerek). Son yıllarda da işleri tamamen çocuklara devrettim. Kurumsal bir yapı içinde oğlum Alper Genel Müdürlüğü yürütüyor. Muhasebe’nin başında da işletme okuyan kızım Elif, Satış Koordinasyon da da damadımız var.
Üçyıldız’ın bugünlere gelmesindeki başarının sebeplerinden birisi de müşterileridir. Müşteri memnuniyetiyle bu başarı gelmiştir. Deha olabilirisiniz, çok zeki bir insan olabilirsiniz ama başarılı olamazsınız.. Aldığımız eğitimlerin çok etkisi var ama bizi biz yapan müşterimizdir. Müşteri ile yaşadığımız bir problemi yeri geldiğinde akşam evde ailece oturup konuşuruz, müşterinin isteği doğrultusunda işimizi yönlendiririz.
 
 
 
 
Peki şu an içinde bulunduğumuz plaza oldukça büyük ve gösterişli, ne kadar maliyete burayı yaptınız ve burası kaçıncı mağazanız?
 
Burası bizim beşinci mağazamız. Mağazamız daha doğrusu içinde bulunduğumuz plaza 9500 metrekare alana kurulu. Bina bin metrekare alana kurulu. İki katı depo olarak kullanılıyor, 5 katımız teşhir show-room olarak kullanılıyor. Bir katımız da tamamen idari bina. Bugünkü parayla da yaklaşık 10 trilyonluk bir yatırım yaptık bu plazayla. İlk mağazamızı Büyük Sanayi Sitesi’nde takoğraf satış ve montaj üzerine açmıştık. Buna Gentaş’ın verzalit bayiliği eklendi, sonrasında ofis mobilyaları işine ağırlık vermeye başladık. 1988 yılında Gentaş Verzalit üretimine başladık. İmalatımız şu anda bulunduğumuz plazada 1400 metrekare kapalı alanda devam ediyor.
 
Kurumsal bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz dediniz, bu konuda bilgi verir misiniz, neler yapıyorsunuz bu anlamda?
 
Aslında kurumsal yapıyı tamamlamaya çalışıyoruz. Aile şirketlerinde kurumsal yapının yüzde yüz olması biraz zor ama mümkün olduğu kadar biz bunu tamamladık. Ben bile oğlum Alper'in izni olmadan bir şey yapmıyorum. Genel Müdür O’dur ve ne yapılacaksa O’nun kararı geçerlidir. ‘Niye yapmadın’ diye de bir şey söylemem. Kendi düşüncelerimi, bildiğimi ve doğrularımı söylerim; yapıp yapmaması, ne yapması gerektiği ona ait. Benim zaten en büyük başarı sebeplerimden birisi budur. Çocuklarıma tam yetki verdim, isterlerse trilyonlara imza atarlar, çek verirler, iş bağlantıları yaparlar ve bana sormazlar. Bu özgüveni onlara ben kazandırdım. Nasıl mı, az önce de söylediğim gibi ilkokuldan başlayan eğitim süreçlerindeki tavır ve davranışlarımızla. Onları etkilediğim tek husus da başka bir okul veya bölüm kazanıp okumamaları için onları sürekli ticarete götürecek okullara yönlendirmem oldu.
 
 
 
Yaptığınız işlerde ve yatırımlarda devlet desteğinden yararlandınız mı?
 
Devlet desteğini ergonomi konusunda kullandık proje konusunda ise makine desteklerini aldık. Avrupa Birliği projelerinden şirketimiz 250 bin euro’luk makine desteği kazanmıştır. İşimizi geliştireceğimizi daha yeni konseptler yapacağımızı biz hazırladığımız projeyle ortaya koyduk ve Avrupa Birliği de bize 250 bin euro’luk karşılıksız hibe makine kredisi verdi. Projeyi bitireli bir yıl oldu, bu anlamda Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın ve TSİAD Genel Sekreteri Recep Ergenç’in çok büyük desteğini gördük.
AR-GE faaliyetleri büyük çaplı olmasa da kendi atölyemizde bir ustamız var. Burada yeni şeyler düşünüyoruz, yeni tasarımlar yapıyoruz.
 
 
Üç yıldız’ın hikayesini bizimle paylaşır mısınız?
 
Üçyıldız üç ortağın hikayesidir. 1985-1988 yılları arasında lastik ayakkabı imalatçısı Nurettin Eroğlu, Köprübaşılı Yusuf Yılmaz ile Hasan Bektaş'ın ortaklığıdır. Bu yıllar arasında elektrikli su ısıtıcısı imalatı ile başladık. Daha sonra bu işi ortağımıza devrettik. Üçyıldız şirketi olarak başladık ama biz tatlı, şekerpare diyebileceğim kadar güzel ayrıldık. Bugünkü Üçyıldız Turizm ve Sanayi Ltd. Şti. o zamanlar Üçyıldız Ticaretti. O zaman adi ortaklıktı sonra şirket haline döndü. Ortaklarımın ilave işleri vardı, onlar zamanla kendi işlerine döndü. Yusuf Yılmaz İstanbul’da spor ayakkabı fabrikası kurdu. Nurettin Eroğlu Rusya ve Kıbrıs’ta ticari faaliyetlerini devam ettiriyor. O dönem kendi istekleri ile işi bana devrettiler. 25-30 yıldır dostluklarımız daha da pekişerek devam ediyor.
 
Gelecekte yurtdışına açılma hedefiniz veya başka hedefleriniz varmı?
 
Şimdilik iç pazardayız. Çünkü biz bölgesel bir firmayız. Samsun'dan Ağrı'ya Artvin'e kadar ulaşıyoruz. Bugün Nahçıvan Üniversitesinin konferans salonu ve labaratuvarını Üçyıldız olarak biz yaptık. Yurtdışına açılma hedefimiz ise tabiî ki var, zaman ne gösterir bilinmez ama biz bu hedefi de önümüze koyduk. Hedefsiz şirket ve insan olmaz. Mutlaka hedeflerimiz daha da büyümek olarak var ama kurumsal yapı ve profesyonel yapının elverdiği sürece. Altyapı olmadan büyümeyi kabul etmiyorum, çünkü altyapı olmadan büyüyenlerin felakete gittiğini üzülerek görüyoruz. 30 -40 yıllık baba ve dedelerin emeklerinin harap olduğunu görüyoruz, hızlı değil sindire sindire işi öğrene öğrene ilerlemek bizim felsefemiz.
 
 
 
 
 
İş dışında özel meraklarınız olduğunu duyduk, bunlardan bahseder misiniz?
 
Ben her zaman şunu söylerim; ‘Geçmişinden ders almayan geleceğini bulamaz’ Çünkü geçmişiniz ne kadar güçlüyse geleceğiniz de o kadar güçlü olur. Toplumlar kimliklerini kaybetmemeli, öz benliklerini kaybetmemeli, öz kimliğimizi kaybetmememiz lazım. Anadolu'da binlerce devlet kurulmuş ancak şu anda çoğunun adı sanı yok. Zira Mezopotamya da öyle. Türkiye Cumhuriyeti’nin  ilelebet adı sanı olsun geçmişimiz bize bunu her zaman hatırlatsın isterim. Kendi çapımda atalarımızdan dedelerimizden kalan eşya ve benzeri şeylerden koleksiyonlarım var. Özellikle bakıra merakım var. Bizim yöremizde de bakırcılık gelişmiş olduğu için bu anlamda biraz daha şanslıyız. Köylerde yaşayan eski insanların kullandıkları bakır eşyalar her zaman ilgimi çekmiştir.
Bir de gençliğimde şiir ve hikaye yazıyordum. Üniversite dönemimin büyük bölümünde şiirler yazdım. Ulusal bir gazetenin ekinde Ümit Yaşar Oğuzcan'ın seçtiği şiirler köşesi vardı. Burada 10'a yakın şiirim yayınlanmıştır. İki üç şiirim de haftanın en iyi şiirleri olarak seçilmişti. ‘Mor Karanlık’ isimli şiirim haftanın en iyi şiiriydi. Öğretmenlik yıllarımın ilk yıllarında çıkardığım şiir kitabımın adını da Mor Karanlık koymuştum.
 
Hasan Bektaş’ın ifadesiyle Üçyıldız’ın kuruluşu ve misyonu
Üçyıldız Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. 1992 yılında kurulmuştur. Şirketin kurulduğu yıllardaki faaliyet alanı kamyon ve araçlara takılan takoğraf cihazının satışıydı. Ancak bu sektörün daralması nedeni ile firma mobilya imalatına başlamıştır. Firmanın bugün 5 adet mağazası, üç katlı bir deposu var. Akçaabat’ın Yıldızlı Beldesi’nde yaptırdığı 8 katlı 9500 m2’lik alan üzerine kurulu bulunan plazası mevcut. Plazanın üretim bölümünde modüler mobilya üretimi devam ediyor. İş güvenliği, tesis güvenliği, ilgili argüman sağlanmış, en önemlisi insan sağlığı ve doğaya uygunluğu konusunda da hiçbir masraftan kaçınılmamıştır. Plazanın tamamlanmasıyla birlikte bölgede mobilya sektöründe bu tip tesis sahibi başka bir firma bulunmamaktadır.
Üretim faaliyetlerine başladığı günden itibaren yaptığı yatırımlar, izlediği başarılı pazarlama stratejisiyle Üçyıldız Ltd. Şti klasik tarzda mobilyaların üretildiğini tespit etmiştir. Ancak kullanılan hammaddelerin bulundukları bölgenin coğrafik şartlarına göre (nem, rutubet ve yağış vb) uygun olmadığını belirleyerek, pvc ve verzalit hammaddeli mutfak dolabı, banyo dolabı, büro mobilyası üretmiş sektörde yeni bir akım yaratmıştır. Üretim faaliyetlerinin dışında büro mobilyası, mutfak ve bahçe mobilyasında Türkiye’deki en kaliteli markaları bölgesine getirmekte mağazalarında ve pazarlama faaliyetlerinde müşterilerinin beğenisine sunmaktadır. Üçyıldız Ltd. Şti sektörde kalitesi ve müşteri memnuniyetini ön planda tutması ile markalaşmıştır. Ve yeni plazasında ofisya patenti ile kendi markasının satışını gerçekleştirmektedir.
 
 Üçyıldız Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Bektaş, başarı öyküsünü anlattı.
 Akçaabat’ın Yıldızlı Beldesi’nde 9500 metrekare alana kurulu bulunan Üçyıldız Plaza’nın bölgede bir eşi yok.
 
02.04.2019
Copyright © www.tsiad.org.tr.tr ® 2024.
MAKSIFEDtürkonfed