Uzay Plastik Hedef Büyütüyor (Baştürk Kardeşler)
GERİ


PVC kaplama ve pencere imalatında Trabzon’dan Türkiye’ye ve yurtdışına açılan Uzay Plastik Filpen hedef büyütüyor
 
 Trabzon’un Arsin İlçesi’nde kurulu bulunan OSB’de faaliyetlerini sürdüren Uzay Plastik ve Orman Ürünleri San. Tic. A.Ş’nin öyküsü muhacirlikle başlayan bir geçmişle başlıyor. Beş kardeşten birisinin vefat etmesi, bir diğerinin ayrılmasıyla üç kardeşlerin yola birlikte devam kararı ile bugünlere geldi. Hüseyin, Nizamettin ve Ekrem Baştürk kardeşler aile şirketlerinde halen kendi çocuklarının ikinci kuşak olarak yetiştiğini ve birlikte çalışmaya devam ettiklerini görmekten büyük mutluluk duyduklarını belirterek, “Ülkemizde ve özellikle Karadeniz Bölgesi’nde aile şirketleri çok fazla uzun ömürlü olamamakta. Ancak bizler sorumluluğumuzun bilincinde bugünlere geldik. Herkes işini yaptı” diyerek başarıya ulaşmalarındaki önemli hususu da vurguladılar.
Uzay Plastik ve Orman Ürünleri San. Tic. A.Ş’nin Filpen adıyla markalaştığını söyleyen kardeşlerden aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Baştürk, Trabzon’daki Arsin Organize Sanayi Bölgesi’nde başlayan yatırımlarının Rusya’da devam ettiğini ve önümüzdeki süreçte Afrika pazarına açılmayı hedeflediklerini ifade etti. PVC profil imalatı yapan firmalarının 90’lı yılların başında özellikle keşfedilmemiş Doğu Bloku ülkelerine ihraç yaparak büyük işler yaptıklarına işaret ederek, “Nasıl ki biz 90’lı yılların başında plastiğin ne olduğunu öğrenmişsek, onlar da plastiğin ne olduğunu bilmiyorlardı. O bölge bakirdi ve yeni keşfedilmişti, biz de yakın olmamızın avantajını kullanarak o bölgeye girmeyi tercih ettik” diye konuştu.
 
Uzay Plastik olarak Fil Pen markasını nasıl oluşturdunuz, kuruluş öykünüzden bahseder misiniz?
Trabzon’un Çaykara İlçesi’nde yaşayan bir aileyken, 1966 yılında bölgemizin en önemli sorunlarından birisi olan sel ve neticesinde meydana gelen heyelan sonrası yaşadığımız köy adeta yok olunca biz de aile olarak yeni bir hayata yelken açtık. Devletin iskan ettiği yerler arasına bizi de dahil edince ailece Hatay’ın Kırıkhan İlçesi’ne yerleşmek durumunda kaldık. 1990 yılına kadar kaldığımız bu yere oldukça zor adapte olduk. Çünkü tamamen farklı bir yöreden gelip farklı bir yörede yaşamaya başlıyorsunuz. Gittiğimiz yerdeki toplumla uyum sorunları da yaşadık zaman zaman. Hiç bilmediğimiz bir coğrafya ve iklimde yaşamak zorundaydık. O dönemler ağabeylerimin ikisi Almanya’ya gitti. Kalan üç kardeş ise okuma imkanımız çok fazla olmadığı için tahsil hayatımızı yarıda kesmek zorunda kaldık. Ağabeylerimizin Almanya’dan gönderdiği paralarla yaptığımız birikimlerden ticarete atıldık. Hatay Kırıkhan’da başlayan bu ticaret hayatımızın içinde gıdadan, parfümeriye, ev tekstilinden, beyaz eşyaya ve inşaat malzemelerine kadar her şey vardı. Yapmadığımız iş yoktu neredeyse. Güzel de bir ivme yakalamıştık. 1990 yılında İstanbul’a ilk adımımızı attık ve orada ilk işimiz beyaz eşya bayiliği ve zücaciye alanında oldu. Geniş de bir konseptimiz vardı. 1975 yılında bir ağabeyim, 1979’da da diğer ağabeyim Almanya’dan döndü. İkinci ağabeyimin dönmesinden sonra da inşaat işine başladık. 1997 yılında Arsin Organize Sanayi Bölgesi’nde halen bulunduğumuz yerin temelini attık, 1998 yılında hizmete açtık. Ağabeylerimizden birisini 1998 yılında trafik kazasında kaybettik ve 4 kardeş kaldık, ağabeylerimizden diğeri de emekli olup bizden ayrıldı. Üç kardeş biz birlikte yolumuza devam ettik ve bugünlere de birlikte geldik.

Aile Şirketi olarak devam ediyorsunuz, bunu sürdürmek zor oldu mu?
Aile şirketleri Türkiye'de de dünyada da üçüncü nesile kadar gidemiyor. Firmalar iki kardeş arasında kurulurken ikişer çocuk olması, daha sonra onların da çocukları derken anlaşma oranı oldukça zayıflıyor. Burada en önemli husus anlayış ve özveri .Tek taraflı olmayacak şekilde her iki tarafın da yapacağı şey; anlayış ve fedakarlıkla olmalıdır ve bu başarı için şarttır. Uzay Plastik’te halen üç ortaklı kardeşin 4 çocuğu, diğer firmalarda ise 9’u yer alıyor.
Rusya'daki firmada iki kişi sürekli kalıyor, inşaat işleri ve beyaz eşya işleriyle uğraşan dört kişi de İstanbul’da kalıyor.
 
Uzay Plastik marka adıyla Filpen Arsin OSB’de ne kadar bir alanda kurulu bulunuyor, istihdam sayınız ne kadar?
 
Firmamız kapalı alanı 8 bin metrekare açık alan 20 bin metrekare alan olmak üzere 28 bin metrekarelik bir alana kurulu bulunuyor. İstihdam sayımız ise dönemsel olarak (yaz-kış) değiştiği için ortalama 75 kişi çalışıyor diyebilirim. Ancak Rusya'daki imalatta çalışan sayısı ise 700 kişi civarında.
 
 
Markalaşmak zor oldu mu, nasıl bir süreç yaşadınız?
 
Türkiye çapında markalaşma ve bayi ağını oluşturmak epey bir zamanımızı aldı diyebilirim. 2004 yılından sonra yurtdışında bu işi yapmak için arayışlara girdik. 2006 yılında Rusya’nın Grasnadar Bölgesi’nde ikinci fabrikamızı faaliyete geçirdik. Bu sektörde yüzde yüz Türk sermayesi ile oluşan ilk fabrikayı oraya kurarak bir ilki de gerçekleştirmiş olduk.
 
 
Şirket adı Uzay Plastik ve Orman Ürünleri diye geçiyor ancak markalaşmanızı Filpen olarak yaptınız, bunun sebebi nedir?
Çok ince detayları da düşünerek biz Filpen olarak markalaşmayı tercih ettik.Bunun sebebi de. Fil’in yeryüzünde kargalardan sonra en uzun yaşayan canlı olmasından tutun, yine yeryüzünde 80-150 yıl arası en uzun yaşayan canlı olmasına, yine Fil’in cüssesi itibariyle kara canlıları içinde en ihtişamlı olan hayvan olmasına kadar bir çok ince ayrıntıyı düşünerek bunu kullanmak istedik. Fil ayrıca doğaya faydalı bir hayvan, bilindiği gibi özellikle içgüdüsel olarak suyu bulma özelliği var. Yine bilindiği üzere geçmişte Türkiye veya dünyada kapı ve pencereler daha çok ağaçtan imal ediliyordu, ağacın en büyük faydası fotosentezdi ağaçların yıkımı yok olması oksijen oranının düşmesi demekti ve insan sağlığı için de zararlı bir durum ortaya çıkarıyordu. Bizim ürettiğimiz ürün bir nebze de olsa ağaç kesimini pencere ve kapı için kesilen ağaçların kesilmesini engelliyor. Doğaya da bir anlamda faydamız oluyor diye düşünüyoruz.
 
Peki orman ürünleri üzerine imalatınız var mı?
 
 
Dört yıl öncesine kadar orman ürünlerini işlemek de bünyemizde vardı. Ancak eskisi kadar cazibesinin kalmadığı düşüncesiyle bu faaliyetimize son verdik. Orman ürünleri üzerine genelde, yanan ormanların ihalesini alıp kesiminden ağaçlandırmasına kadar akla gelebilecek pek çok iş yapıyorduk. Ancak şu anda bu faaliyetlerimiz devam etmiyor.
 
Gelecek dönemde yeni hedefleriniz var mı, bu yurtdışı pazarları için de geçerli?
 
Rusya için yeni bir projemiz var. Ytong türü hafif briket, tuğla, cam yünü, ısı izolasyonu, inşaat yapışkanları, hazır sıva gibi imalatı gerçekleştirmek üzere bir projemiz var. Yer arayışlarını sürdürüyoruz. Takriben bir-iki ay içerisinde bu konu netleşecek. Bunun 30 milyonluk bir yatırım olmasını öngörüyoruz. Ayrıca son dönemlerde revaçta olan Afrika ülkelerine girmeyi de düşünüyoruz. Özellikle bu tip piyasalarda inşaat sektörü olarak belki de kendi sektörümüz olarak girmeyi düşünüyoruz. Bu konuda da arayışlarımız var. Enerji sektöründe yeni fırsatlar bulursak yatırımlara devam edeceğiz. Trabzon Enerji A.Ş’nin bünyesinde oluşturulan Kemerçayır ve Üçhanlar HES’lerinde de ortaklığımız var. Yine HES’lerin bulunduğu bölgede 150 dönümlük bir arazimiz var. Burada da yaban mersini, Trabzon hurması yada çilek ürünü üzerine araştırmalar yapıyoruz. Karar aşamasındayız. Ürün üzerinde karar verdiğimiz zaman da yöre halkına örnek olması için bir bahçe yapmayı düşünüyoruz. Şu anda toprak analizlerini yaptırma aşamasındayız.
 
 
 
 
Ar-Ge birimini oluşturdunuz mu?
 
Rusya’daki fabrikamızda oluşturulan Ar-Ge birimimizde sektörle ilgili çalışmalar yapılıyor. Rusya’daki fabrikanın kuruluşunda ihtiyacı olan bir çok şeyi kendi makine ve ekipmanlarımızla kendimiz ürettik.
Buradan profil tavan lambirisi ve boru üretiyoruz.
Bizim bir avantajımız da firmamız biraz kozmopolit olması. Aile bireyleri olsun çalışanlarımız olsun, kimisinin önceliği arge gelir kimisin ki üretim, kimisinin satıştır. Bu anlamda da firmamız avantajlı bir hale gelebiliyor.
 
 
 
İlk imalata nasıl başladınız ne tür mal üretiyordunuz, konseptinizi daha sonra genişletmeyi düşündünüz mü?
 
 
1983 yılında İlk olarak Fil Plastik pis su borusu imalatı olarak başladık. Ve PVC boru imalatı yapmaya başladık. O dönem aile şirketi dışında ortaklarımız vardı. 1996 yılına kadar PVC boruyu yaptık, 1996'da PVC pencere ve kapı işine girdik. Boru kısmına ilaveten bünyesine Pen kısmını ilave ettik. 1998'de Organize Sanayi Bölgesi’ne geldik. Halen PVC pencere, kapı profil imalatı, PVC boru, lambiri imalatı yapıyoruz. Bizim şirketi tek boru olarak değerlendirmemek lazım. Grup şirketi olarak bünyemizde Uzay Plastik ve Orman Ürünleri San. Tic. A.Ş adı altında Filpen, Floran PVC kapı pencere sistemleri ve Krauss PVC markaları da yer alıyor.
 
 
Dışarıya açılma fikri ilk ne zaman doğdu ve hangi ülkelere açıldınız?
 
Dışarıya açılma fikri, Gürcistan'la başladı. Yoğun bir şekilde çalışıyorduk. 2000 yılında oraya ilk PVC pencere işini sokan, 5-6 yıl boyunca tek mal satan firma bizdik. Orası bizim için yeni bir pazardı. Gürcistan’ın dışında Romanya, Azerbaycan, Ermenistan vardı, Rusya çok yoğundu. Kapıların yeni açıldığı zamanlar olduğu için bizim için büyük avantajdı. Doğu Bloku ülkelerine açılmak bize oldukça yarar sağladı diyebilirim. İhracatta iyi satışlar yaptık. Belli süre sonra her piyasada olduğu gibi artık müşterilerin de beklentileri arttığı için ve de bazı şeyleri direk birinci elden ulaşmak istedikleri için pazar payımız daraldı. Bu şekilde olunca rekabet koşulları da arttı. Süreç içinde piyasa bölündü ancak halihazırda  poliprofil imalatları yoktu ve biz orada faaliyetlerimizi bitirmedik. Rusya'nın ise nüfusu ve potansiyelinin etkisi,  hem sürekli oraya gidip gelmemiz ve ticaret yapmamız orada yatırım yapma kararı almamızda etkili olmuştur. Ayrıca Rusya'da üretim anlamında orada böyle bir eksikliğin olması ve talebin de olması da kararımızda önemli rol oynamıştır.
 
 
AB hibe fonlarından yararlanmak için ne gibi çalışmalar yaptınız?
 
Avrupa Birliği'nin TR 90 kapsamında bölgemiz için vermiş olduğu destekten yararlandık. 200 bin eoruluk projeden faydalanarak 100 bin eurosunu hibe aldık. Yaptığımız proje ile makine parkımızda genişletme yaptık, buna ihtiyacımız vardı. Bu makineyi alarak üretim kapasitemizi de artırmış olduk.
 
 
Yurt içi ve yurt dışı pazarlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye çapında 350 bayimiz var, Bütün bölgelerde distribütörlüklerimiz de var. Belli bölgelerden bayilik talebi oldukça fazla, ancak aynı marka adı altında bayilik veremediğimiz için yeni bir çözüm arayışına girdik ve farklı bir marka çıkarmayı planlıyoruz. Bayilik talebi fazla olduğu için
Yurtdışında ise ağırlıklı olarak Kazakistan, Romanya, Gürcistan ve Irak, İran gibi ülkeler başta olmak üzere bütün komşu ülkelere ihracat yapıyoruz. Yıllık ihracatımız ise 4 milyon dolar civarında. 
 
 
 
 
Günlük kapasiteniz ne kadar?
 
Hammaddemizi tamamen dışarıdan alıyoruz ve günlük 140 ton malzeme kapasitemiz var. Bu üretim olarak ortalama 150 bin metreye takabül ediyor. Aylık kapasitemiz ise 4 ton civarında olabiliyor.
 
Kriz dönemini nasıl geçirdiniz, sizi olumsuz etkilediğini söyleyebilir misiniz?
Pazarlama yaparak krizi aştığımızı düşünüyoruz. Kriz döneminde kendi bünyemizde iyi bir pazarlama ekibi oluşturduk ve pazarlamaya açıldık, bunun avantajlarını da  krizde iyi kullandık.
Yurt içindeki pazarımız konusunda şunu söyleyebilirim; geçmiş iki-üç sene içinde sektörümüzde krizin etkisiyle satış yapamayan, bayisine mal tedarik edemeyen veya tamamen iflas eden epey bir firma var. Bizim Filpen olarak ayakta kalmamız kuvvetli bir firma olmamızdan ve de her konuda bayilerimize destek olmamızdan kaynaklanıyor.
 
 
 
 
 
02.04.2019
Copyright © www.tsiad.org.tr.tr ® 2024.
MAKSIFEDtürkonfed